USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİYASET, LİYAKAT VE SADAKAT

SİYASET, LİYAKAT VE SADAKAT
10-04-2023
Siyasi partiler, orijinal fikirlerin tartışıldığı entelektüel makinelerden çok ‘iş bulma’ ve ‘aş dağıtma’ misyonu ile takdir görüyorsa. Halk, partiler üzerinden sosyoekonomik atlama yapmayı umuyorsa ve prensipleri için partilerini değiştirenlerin sayısı azalıp, partileri için prensiplerini değiştirenlerin sayısı artıyorsa bu iklimde siyaset, liyakat ve sadakat tarifi yapmak gerçekten zor. 
Anayasa hukuku profesörü Server Tanilli’nin ifadesiyle “Siyasal partilerimiz, liderin mutlak egemenliği altında nefes alabilen, bir anlamda liderlerin padişahlık yetkileri kullanabildikleri otokratik yapılar” haline gelmiştir. 
Michael Sandel ve Daniel Markovits gibi prestijli akademisyenler ise liyakati elitlerin yönetimini sürdürmek için uydurdukları bir kılıfa benzetmekteler. Aslında liyakat ilkesinin özü, doğru kişiyi doğru işe yerleştirmek iken; liyakatin karşıtı olan kayırmacılık sisteminde sadakat, siyasi yakınlık ve nepotik ilişkiler ağır basmaktadır. 
GÜNÜMÜZDE DURUM BU TARİFE NE KADAR YAKIN? 
Malumunuz, 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri yapılacak. 1982 anayasası sonrasındaki dönemde ön seçim zorunlu olmaktan çıkartıldığı için, partiler o tarihten beri daha çok temayül, bazen ön seçim ve benzeri usullerle parti liderlerinin ve kanaat önderlerinin kararlarıyla milletvekillerini belirlediler.
Bu dönem ön seçim yapan parti olmadı. Bazı partiler temayül yoklamasına başvurdu ancak, buradan çıkan sıralamaların kesin listeye etkisini artık hepimiz biliyoruz. Sonuçta, partilerin genel merkezleri, ittifakları da göz önüne alarak listelerini açıkladılar. Alınacak iyi veya kötü sonuçların hesabını da onlar verecektir.  
REKOR BAŞVURU REKOR KÜSKÜNLERE GEBE 
Bu seçimde 600 kişilik sandalye için AK Parti, CHP, HDP, İYİ Parti ve MHP’den 17 bin kişi milletvekilliği aday adaylığı için müracaat etti. Aday adaylarının elinde ne bir proje, sözlerinde de bir vaat görmedik duymadık. Başvuruyu yapanların çoğu soluğu Ankara’da aldı ve referans dilendi kulislerde. 
Sadece Gaziantep listelerine baktığımızda, teşkilatların sesine pek kulak verilmediğini, daha ziyade ittifak dengeleri gözetilerek liste yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle Gaziantep’te  Ak Parti, CHP ve İYİ Parti’de bazı küskünler oluşması muhtemel görünüyor. 
PEKİ, PARTİLERİN KRİTERİ NE İDİ?
Kanunda belirtilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, en az ilkokul diplomasına sahip olmak, herhangi bir kamu görevinde yasaklı pozisyonda olmamak, 1 seneden daha uzun bir zaman hapis cezası almamış olmak ve erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması gibi şartların dışında, parti genel merkezlerin kamuoyuna açıkladıkları bir kriter olmadı. 
Hal böyle olunca aday adayları birer dilekçe ile başvuru yaptılar TBMM’de kürsü kapabilmek için. Liyakat sümen altı edildi, siyaseten temayüller yapıldı ve kazanan sadakat oldu yine. Listelere bakıp şaşıranlar, hayal kırıklığı yaşayanlar hatta istifa etmeyi düşünenler olmuştur elbet. Bu tepkiler karşısında genel merkezlerde çeşitli mazeretler üretebilir. Zira, Franklin’in ‘’Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.’’ sözü süreci özetlemeye yeter sanırım. 
HALBUKİ;
Herhangi bir meslek grubunda iş başvurusu yapsanız, önce iş tecrübeniz ve tahsiliniz sorulur. (Bugün, en az lisans mezunu olmadan iş bulmak neredeyse imkansız) Sonra bilgi birikim ve donanım esas alınır. Referans istenir. Sağlık raporu istenir. Bunlar tamam ise, bir aylık denemeye alınırsınız, verimliliğiniz ölçülür. Ekip çalışmasına da uyumlu iseniz işe alınırsınız.  Ancak milletvekili olmak istiyorsanız. Üniversite mezunu olmanıza gerek yok. Tecrübe, bilgi ve donanım  arayanda yok. Sağlam bir referans ile seçilebilecek sıraya girdiniz mi, mecliste kürsünüz hazır. 
GAZİANTEP ADAY LİSTELERİNİ NASIL OKUDUM? 
Gaziantep listeleri için gündeme gelecek o kadar detay var ki, ancak İYİ Parti’nin birinci sıra adayı borsa uzmanı diye lanse edilen Mehmet Mustafa Gürban hepsinin önüne geçti. 
Gürban, sosyal medyadaki çok ağır küfür içerikli mesajı, twitter üzerinden yatırımcıları yanıltmaya yönelik paylaşımları ve  SPK'nın yakın takibinde yer aldığı iddiasıyla ulusal ve yerel basında çeşitli habere konu oldu. Gürban, bu telaşla öyle bir açıklama yaptı ki, hani "özrü kabahatinden beter’’ türünden bir metin yazılmış. Bu süreçte bazı haberleri kaldırma çabası ve sosyal medyada yayılan tepkiler krizi çözülmez bir hale getirdi. 
İNSANLARIN GEÇMİŞİ KENDİSİNİ BAĞLAR
Şimdi, milletvekili adayı olan isimleri tek tek araştırsak elbet bir şeyler çıkacaktır. O yüzden insanları geçmişiyle yargılamayı etik bulmam. Lakin, milletvekili adaylarının şimdiki söylemlerinin altını çizerim. Çünkü, gelecekteki tutum bu söylerin satır aralarında gizlidir. 
GÜRBAN BU SÖZLERİNE AÇIKLIK GETİRMELİDİR
Gürban, basında çıkan haberlere atfen yaptığı açıklamada şöyle diyor; ‘’Geçmişte her türlü pisliğe bulaşmış dinazor siyasetçi tayfasından GAZİANTEP’İ kurtaracağım.’’ Bu cümle, Gaziantep’teki tüm milletvekillerini töhmet altında bırakır ve ispata muhtaçtır. Küfürlü paylaşımına takılmak istemem ancak siyasetçileri dinazora benzetmek, onlara oy veren halka yapılmış bir saygısızlıktır. Siyasi etik ve kamuoyu da böyle bir dili asla tasvip etmez. Gürban’ın diğer bazı paylaşımlarına da baktım. Dil ve üslup olarak itici ve aşırı öz güven barındırıyor. Aşırı özgüven güç zehirlenmesine çevirir ve sonrası şifası henüz bulunmayan makam körlüğü hastalığıdır.
BENİM GÜRBAN’A  NAÇİZANE TAVSİYEM; 
Bu kentte 30 yıla yakın gazetecilik yapmaya çalışan birisi olarak ilk tavsiyem, kendinize Türkçeyi düzgün kullanan bir uzman edinin. Krizler savaşarak kazanılmaz, yolun başında cephenizi genişletmeyin. Hiçbir savaşın kazananı olmaz. ‘’Ben farklı bir milletvekili olacağım’’ diyorsunuz paylaşımınızda. O halde Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatini cüzdanınızda taşıyın. Stratejik olarak kimlerden destek alıyorsunuz bilmiyorum ama, yaşanan bu krizde sizi kuzu misali KURT’un önüne atmışlar. Unutmayın ki, siyaset borsadan daha riskli bir mecradır. Birisinde para diğerinde tecrübe konuşur. Farklılık ‘’tavşan kaç tazı tut’ misali olmaz. Kurt ile hiç olmaz.  
SONUÇ OLARAK;
Gaziantep’te listeler üzerinden haftaya daha deriz bir analiz hazırlamaya çalışacağım. Ancak, Sözcü yazarı Aytunç Erkin’in FETÖ iltisaklı adaylar diye söz başlayıp, Ak Parti Gaziantep Milletvekili adayı Feray Yılmaz’ı kardeşi üzerinden hedef gösterip, sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i de töhmet altında bırakan yorumu ilk dikkatimi çeken detay oldu. Bu konuda bir açıklama yapılmalı ve Erkin bu sözünü ispat etmeye davet edilmelidir. Çünkü, ortaya atılan iddia yenilir yutulur gibi değil. Bu kentin yöneticilerinin böyle iddialarla gündeme getirilmesine bizlerde seyirci kalamayız, kalmamalıyız.  
Diğer yandan tüm partilerde teşkilata emek vermiş isimlerin listeye konulmaması, bazılarının ise son sıralarda yer alması, tüm partilerde küskünler oluşturacaktır. Akıl hesap yaparken kader gülermiş. Listede kendini garanti gören isimler şimdi büyük bir şok yaşıyor. Genel merkezler aday belirleme süreçlerinde nasıl bir yol izledi çözemedim. Ancak, siyaset yine liyakata muhtaç kaldı. Yaşasın sadakat… 
SON SÖZ: 
İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.  Platon
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?