USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KRİZ YÖNETİMİ YOK, YÖNETİM KRİZİ VAR

02-04-2023
Brezilyalı roman ve söz yazarı Paulo Coelho’nun çok sevdiğim bir sözüdür; ‘’Krizler her zaman sözcükleri, insanın bir kulağından girip ötekinden çıkan sesler haline getirdiğinden, böyle zamanlarda kimse bir diğerinin söylediklerini duymaz; tartışmalar faydasızdır.’’
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketi sonrasında da muhalefet ve iktidarın karşıt söylemleri, tartışmaları bir fayda vermedi. Coelho'nun dediği gibi aslında kimse kimseyi duymadı; halkın feryatlarının arasında... Haklı çıkma körlüğü oluştu. Yeni sorunlar ise yavaş yavaş belirmeye başladı.
TABLO ÇOK VAHİM
AFAD’ın son verilerine göre, deprem felaketinde 50 bin 96 canımızı kaybettik, 107 bin 204 vatandaşımız ise yaralandı. Bu acıyı kelimelerle tarif etmek ne mümkün! Felaketin teknik boyutunda ise her şehirde farklı sorunlar çözüme muhtaç şekilde yetkililere bakıyor. Yıkık binaların yanı sıra, ağır, orta ve acil yıkılacak binaların denetimi trajikomik bir vakaya dönüştü. Bina denetimlerinin güvenirliliği tartışmaya açılır hale geldi.
BUYRUN GAZİANTEP’İ MASAYA YATIRALIM
Öncelikle şunun altını çizelim; böylesine büyük bir deprem felaketinde Gaziantepli müteahhitler kent merkezinde iyi bir sınav verdi. Ancak, deprem felaketini en az hasarla atlatan Gaziantep’te, binaların denetimiyle ilgili kriz oluştu. Halen etkili bir kriz yönetimi yok. Ama cevapsız kalan birçok soru var. 
İŞTE RAKAMLAR
Gaziantep’te acil yıkılacak bina sayısı bin 858, bağımsız bölüm sayısı ise 7 bin 623. Ağır hasarlı 13 bin 688 bina ve 29 bin 589 bağımsız bölüm var. 61 bin bina ve 300 bin  875 bağımsız bölüm ise az hasarlı.
 Burada en büyük kriz orta hasarlı olan 7 bin 309 bina ve 25 bin 803 bağımsız bölümde yaşanıyor. Bakanlığın orta hasarlı binaların yıkılacağını açıklamasıyla kriz daha da büyüdü ve mülk sahipleri itiraz edip tekrar denetim talep ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Zira son verilere göre halen 33 bin bina ve 70 bin 654 bağımsız bölüm denetim için sırada bekliyor.
8.8 ŞİDDETİNDE İLETİŞİMSİZLİK DEPREMİ YAŞADIK, YAŞIYORUZ
Gaziantep’te bu süreçte, iletişimdeki becerisini her zaman iltifat ile  dile getirdiğim Vali Davut Gül ve her proje için büyük lansmanlar düzenleyip saatlerce anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve diğer yöneticilerimiz bir basın toplantısı düzenleyip verileri paylaşarak,  kamuoyundaki bilgi kirliliğinin önüne geçemediler. Gaziantep milletvekilleri ise sosyal medyada  birkaç satır yazdılar, sonra deprem bölgesinden 3-5 foto çektirip Ankara’ya kaçtılar. Kaldık mı hasarlı binalarla baş başa.
BURKAY GÜÇYETMEZ SORUMLULUK VE İLETİŞİM DERSİ VERDİ
Çok sevdiğim bir sözdür; İyi sigortacı hasarda belli olur… İnşaat Mühendisleri Oda Başkanı Burkay Güçyetmez, böyle kritik bir dönemde  sigorta görevini üstlendi. 6 Şubat’tan bugüne kadar ki süreçte tek basın toplantısına imza atarak tarihe geçti. Verileri paylaştı. Acı gerçekleri dile getirdi ve basının soruları karşısında ise derin bir ah çekti.
PEKİ NEDEN?
İMO Salonu’ndaki toplantıya Makine Mühendisleri Oda Başkanı Aykut Kocalar ve Mimarlar Odası Başkanı Aslı Tezel dışında bir oda başkanı katılmadı. EMO Başkanı İslim Arıkan başta olmak üzere diğer oda başkanları maalesef elini taşın altına koyamadı, sorumluluk almadı.
Diğer yandan bu depremde birçok iş yeri ve esnaf zarar gördü. Ticaret Odası ve Esnaf Sanatkarlar Odası başkanları da  çıkıp bir çözüm sunamadı, mağdur üyesini ikinci bir enkazın altında bıraktı.
GAİMDER İSE TAM BİR HAYAK KIRIKLIĞI
 Bu süreçte en güçlü performansı Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği’nden bekledim.  Çünkü GAİMDER,  önceki başkan İbrahim Apa döneminde Kent Diyalogu’nun öncü bir STK’sı idi.
GAİMDER’in öncülüğünde Gaziantep’in kendine ait bir İMAR Yönetmeliği oluşturulmuş ve bakanlığa kabul ettirilmişti.
Gaziantep’te yeni yapılan okulların inşaatının sağlamlaştırılmasını, ekolojik tabanlı konutlarda hangi modelin uygulanması gerektiğini, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’yle ilgili neler yapılması gerektiğini kararlıkla takip ederek çözüm önerilerini ilgililere inandırmayı başaran bir GAİMDER vardı eskiden.
Mevcut Başkan Bora Kanevetçi’yi severim, insan olarak mükemmel bir şahsiyet. Ancak, GAİMDER kentte sorunun değil çözümün parçası iken nasıl böyle duyarsız bir hale geldi? Cevaplamasını bekliyorum.
DAYANIKSIZ DENİLEN VALİLİK BİNASI NEDEN YIKILMADI?
Bu süreçte beni şaşırtan diğer husus Gaziantep Valilik binası oldu. Burası için Fatma Şahin meclis toplantısında, ‘’elimizde rapor var. Depreme dayanıksız’’ dedi. Ama sormuştum rapor falan yoktu. Sonra rapor çıkartıldı dayanıksız diye. Asrın en şiddetli depremini yaşadık binada ‘TIK’ yok. Ama sağlam bilinen Büyükşehir Belediyesi binasında hasarlar var. Birçok kurum kirada iken valilik binasını yıkmak ne kadar akılcı olur inanın bilmiyorum! Vilayete yeni bina yapılsın elbet. Ama mevcut binasını değerlendirecek o kadar alternatifimiz var ki.
SONUÇ OLARAK;
Ağır hasarlı bina sahipleri, yıkımın ne zaman olacağını bilmiyor.
Orta hasarlı bina sahipleri, denetimden şüphe ediyor.
Ağır hasarlı binaların çevresinde yaşayanlar ‘artçı şoklar devam ediyor. Yandaki bina yıkılırsa ne yaparız’’ diyor.
Acil yıkılacak bina sahipleri de kendileri sorup kendileri cevaplıyor. 
Şu an yurtlarda veya farklı geçici konaklama merkezlerinde yaşayanlarda sürecin nasıl işleyeceği konusunda bilgi sahibi değil. 
Bu kentin birde garaj tapu gerçeği var. Bu insanlar binalar yıkılırsa  bir hak talep edemeyecekler, çünkü mesken görünmüyor. Zira, hafif hasarlı binalarda garaj tapu ev sahiplerine ödeme yapılmadı. Sistem mesken olarak tanımıyor. Peki bunlara nasıl yeni ev hakkı sunulacak. Yapılmasına belediyeler izin verdi sonuçta. Elektrik çekildi üstüne su ve  doğalgaz da verildi. 
Diğer yandan yıkılan evlerin sorumluları da bir özeleştiri yapmalı. 20 yıl önce yapılan aile binasının müteahhitti olması  nedeniyle tutuklanan Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak’ı tüm yıkımdan sorumlu tutamayacağımıza göre, İslahiye ve Nurdağı’nda yıkılan binalarda Büyükşehir Belediyesi imar komisyonu ve imza atan diğer yetkililerin de bu konuda kamuoyunu aydınlatması gerekmiyor mu? Elbette takipçisi olacağız.
ÇÖZÜM MÜ?
Gaziantep’te bu işin duayenlerinden oluşan ve ilgili oda ve dernek temsilcilerinin temsilcileriyle bir kurul oluşturulmalı. Kısa, orta ve uzun vade çözüm raporu hazırlanmalı. Halk aralıklarla bilgilendirilmeli. Bilgi kirliliği artık yerini sağlıklı bir iletişime bırakmalı. Geçen yazımda belirttim yine altını çiziyorum. Bizden sonraki nesillere ikinci bir büyük acıyı miras bırakmak istemiyorsak, evlere araçlar gibi ruhsat çıkartılmalı ve en az 3 yıl arayla denetimi yapılmalı. Ancak, inanın ümitvar değilim. Bu kentte şu an kriz yönetimi yok, yönetim krizi var.
Haa… birde seçimimiz var 14 Mayıs’ta. Bu kentin yeni milletvekillerini seçeceğiz. Çarşıya çıkın mevcut vekillerin 3 tanesinin ismini sayabilen bulursanız  ne ala! Likayat ile liyakatsizin tarifi yapılamayan bir şehirde yeni seçilenler farklı mı olacak sanıyorsunuz!? Önce Ankara’yı sonra Çankaya’yı öğrenirler. Kızılay’ı yazdırmayın bana…
SON SÖZ; 
Kriz anlarında insanın içindeki canlılık iki katına çıkar. Ya da kısaca: insanlar köşeye kıstırılmadıkça tam olarak yaşamaya başlamazlar. (Paul Auster)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?