Bir takım düşünün;
Kendi evinde oynuyor.
90 dakika boyunca NET bir gol pozisyonu yok.
90 dakikada sadece 1 KORNER kazanabilmiş.
Rakip takıma 5 NÊT gol pozisyonu fırsatı veriyor.
CEZA SAHASI içine sadece 2 kez orta yapabilmiş.
Doğal olarak SIFIR hücum SIFIR ofsayt.
Atılan GOL ise rakibin geri pasıyla HEDİYE geldi.
Bakın altını ÇİZEREK söylüyorum;
Kimse 24 puana aldanmasın. Ligin ilk haftasından beri rakibi DÖVE DÖVE yendiğimiz maç sayısı yok denecek kadar az.
KIRMIZI kart. GERİ pas ve KAYODE’nin bireysel çabalarıyla ALTIn değerinde puanlar kazandık o kadar…
HANDİKAPLARIMIZ ÇOK;
Bu takım orta alandan kaleye gidemiyor. Stoperlerimiz ağır ve baskıyı kaldırmıyor.
Maçların 70’inci dakikasından sonra TEMPO düşüyor.
DİSİPLİN konusu başlı başına bir SORUN.
Yedek kulübesinde OYUNA etki edecek isim yok.
İKİNCİ YARI ÇOK FARKLI OLACAK
Fikstüre bir bakalım;
GALATASARAY- BAŞAKŞEHİR- BEŞİKTAŞ deplasmanları var.
Alanya, Yeni Malatya ve Gençlerbirliği gibi ritimlerini yükselten takımlarda ciddi problem…
Diğer yandan kulüpler şimdiden ARA TRANSFER ile beslenmeye başladı.
Bu oyu anlayışı ve bu kadro yapısı ile çok ama çok zorlu bir ikinci yarı bizi bekliyor olacak.
Ligin ilk yarısında ŞANS hep yanımızda oldu. Beşiktaş galibiyetinin BÜYÜSÜ ve sağladığı ÖZ GÜVEN ile çok önemli puanlar aldık.
Yönetim ve teknik heyetin biraz gerçekçi olarak şapkalarını önlerine koymaları gerek artık. 3 puanlı sistemde alttaki takımlarla olan puan farkımız 3-5 haftada erir.
Futbolda çok ilginç olaylara şahitlik ettim. Ancak MUCİZE kelimesi futbolda çok nadir görülür.
Bir takım hiç gol pozisyonuna giremeden 1 puan kazanabiliyorsa bu MUCİZE’den başka bir şey olamaz.
Dün izlediğim maç futbolun doğasına ve kimyasına aykırı idi.
Bakalım ikinci yarı MUCİZE mi bekleyeceğiz yoksa kendi mucizemizi mi oluşturacağız!
