Nüfusu 2 milyona dayanan Gaziantep’te, oy kullanan yurttaş sayısının 1 milyonu aştığı düşünüldüğünde, şehir politikaları üretememekle eleştirilen CHP’de gündem şimdilik delege listelerinin belirlenmesindeki yöntem. İl ve ilçe delegelerinin belirlenmesinde izlenen yolun demokratik ve adil olmadığını savunan kesimlerin tepkisi hızla büyüyor. Bu durum kongreye nasıl yansıyacak bilinmiyor. Merak edilen birçok değişken var. Bu kapsamda, süreci eski il yönetim kurulu üyesi CHP’nin tanınmış isimlerinden Ecevit Demir ile masaya yatırdık...
Sn. Demir, il ve ilçe kongrelerinin takvimi işledikçe parti içi eleştirilerin dozu da artıyor, bunun siyesi nedenleri neler olabilir?
Tüm dünyada sol/sosyal demokrat siyaset eleştiriye, özeleştiriye önem verir. Ve hatta bunun gerekliliğine inanır. Lakin CHP ile ilgili eleştirilerde, tartışmalarda kantarın topuzunu kaçırıp eleştiriyi aşan, hakarete varan söylemlerde bulunan, bir öç alma duygusuyla hareket edenlerin siyasetin “pay hattında” yer aldıklarını bildiğimizi, farkında olduğumuzu belirtmekte fayda var. Kentimizi, bölgemizi, ülkemizi karanlığa mahkûm eden siyasi otoritenin neden olduğu geleceğimizle ilgili derin kaygılar hissettiğimiz acımasız siyasi iklimle ilgili söyleyecek sözü olmayanlar, muhalefete muhalefet etme kolaycılığında ısrarcı olmaya devam ediyorlar. Oysa partililerimiz, kırmadan dökmeden, büyük bir demokratik olgunlukla ilçe, il ve genel merkez yönetimlerini belirlemek üzere sandığa gidiyorlar.
Sandık tamam ama parti içi çekişmelerin salt “delege tespiti yönetimi” üzerinden gerçekleştiriliyor olması siyasi zenginlik yerine sığ bir zemine çekilmesine neden olup, pay hattı, fay hattına dönüşmez mi?
CHP’de kongre süreçleri daima heyecanı, bütün üyelerinin büyük bir sorumluluk duygusuyla katıldığı demokratik bir katılım sürecidir ve bu açıdan hem parti, hem ilçeler hem de Gaziantep açısından çok önemlidir. Şu anki süreçte birçok arkadaşımızın mahallesinde, köyünde siyasi iddiasını kararlılık ile yürüttüğü, partimizin başarısı konusunda duygu, düşünce ve tutumlarını ortaya koyduğu bir iklimde ilerliyor. CHP, gibi köklü bir siyasi geleneği olan büyük bir mücadele birikimi olan bir yapın kongre süreçlerinin salt delege tespitlerinde yaşandığı ileri sürülen ufak tefek bazı aksaklıklara indirgenmesinin partime ve partilime büyük bir haksızlık olarak nitelendiriyorum. Kanaatim odur ki, bütün mahalle ve köylerimizde olağan üstü bir demokratik olgunlukla delege tespitlerinin gerçekleştiğine inanıyorum. Bu alanda yaşanmış bir sorun ya da problem varsa bununla ilgili parti tüzüğümüzün hükümleri bellidir. Eğer varsa sıkıntı bu hükümler doğrultusunda giderilmesi mümkündür. Kongre sürecinin ortaya çıkardığı örgüt ve parti enerjisinin, kentle ilgili siyasi politikalar üretmesinin ben çok daha fazla önemli olduğuna ve esasen buraya odaklanılması gerektiğine inanıyorum. Aslında örgütümüzün önemli bir çoğunluğunun genel kanaatinin bu yönde olduğunu biliyorum, ortak duyarlılığın bu yönde ilerlediğinde de asla şüphem yok…
Kongrelerin bu denli önemli hale gelmesi çok sayıda adayın çıkması ülkemizin ve kentimizin içinden geçtiği kritik süreçle ilgisi var mı, yoksa salt siyasi bir yarış mıdır bu?
Bu süreçte siyasi iradesini büyük bir medeni cesaret ve politik bilinçle ortaya koyan bütün arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Hepimizin ortak paydası ülkemiz ve onun aydınlık geleceğidir. Işıklı yarınlara ulaşma yolunda tarihi bir dönemeçten, adeta kırılma noktasından geçiyoruz. Bu süreç kongreleri daha da anlamlı ve önemli hale getiriyor. Meselenin merkezine; duygu, düşünce, talep, endişe ve siyasi hayallerimizin odağına bu açıdan bakmanın elzem olduğunu düşünüyorum. Kentimizde partili ya da partisiz tüm kesimleri rahatsız eden kimileri devasa boyutta olan önemli sorunlar var. Bir şehirde yaşanan küçük ya da büyük tüm sorunlar kuşkusuz siyaseti da çok yakından ilgilendirir. Göç, eğitim, sağlık, işsizlik, çarpık kentleşme, trafik, uyuşturucu kullanımı, güvenlik, hızlı nüfus artışı, çevre ve hava kirliliği gibi yaşanabilir ve sürdürülebilir kalkınmanın önünde engel teşkil eden bu sıkıntılara çözüm getirmesi gereken merci de siyasetin ta kendisidir.
Bu durumda karşımıza çıkan en önemli soru sanırım “Ne Yapmalı?” sorusu değil midir?
Burada kongre öncesi ve sonrası süreci akamete uğratmak yerine, kent politikaları üreten, uygulanmasında demokratik baskı aracı rolünü yerine getiren, bu alanlardaki toplumsal duyarlılığı örgütleyen ve yükselten bir siyasal hat oluşturmak sadece CHP’lilerin değil, bu kentte yaşayan bütün duyarlı yurttaşlarımızın ortak amacı olurken, CHP’de o duyarlılık ve çekim merkezi haline gelecek politik bir yapıya bürünmelidir. Partimizin siyasal mücadele tarihinin ortaya çıkardığı birikim, bunu yerine getirebilmek adına hepimize rehberlik edecek zenginliği, donanımı ve deneyimi içinde barındırmaktadır. Yaratılmış suni gündemlerin peşinden koşmadan, kendi gündemini, kentin gündemi haline getirebilecek potansiyel CHP’de zaten vardır.
CHP il ve ilçe kongrelerinden yeni bir siyasi heyecan yaratacak etki ile çıkabilir mi bu durumda?
Kongre süreçleri partinin kendisini yenilediği, kadrolarını, arayışlarını teşvik eden, heyecan yaratan, motivasyonu arttıran, mücadeleye yeni kazanımlar sunan bir takvimi içinde barındırır. Burada önemli olan kongre kazanmak değil, seçim kazanmaya odaklı bakış açısı ile iktidar hedefinden asla sapmamaktır. Çünkü CHP, Türkiye’nin emniyet sübabı, geleceği, güvencesidir. Bütün arkadaşlarımı içinden geçilen bu tarihi sürecin sorumluluğu ile davranacağından kuşku duymuyorum. Kenti ve ülkeyi yönetecek, iddialı, inançlı,kararlı kadrolarla ve politikalarla seçmenin ve halkın karşısına çıkmamız gerekiyor. Kongrelerde yarışacak tüm partililerimize ben bir kez daha başarılar diliyorum. Geçmiş kongrelerden de biliyoruz ki bizim partimizdeki kongrelerin kaybedeni olmaz. Biz de önsözü de son sözü de parti örgütü söyler! Ve onlar iyi biliyorlar ki “hepimiz hepimiz için mücadele etmezsek zaman içinde hepimiz kaybedeceğiz”.
Duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz…