Kriz çözümünde etkili olabilmek için öncelikli olarak etkili liderlik gerekmektedir. Süreci yönetecek lideri bulmadığınız takdirde, tüm çözüm yolları su üzerine yazı yazmaya benzer.
Bu spor alanında da böyledir. Futbol takımlarının yöneticileri, spor yönetimi alanında etkili ve yetkin kişilerden olursa, oluşabilecek muhtemel krizlerde akılcı şekilde çözülür.
Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de birçok futbol kulübü krizler yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Dünya spor endüstrisinin büyüklüğü 114 milyar doların üzerinde öngörülüyor. 129 ülkenin milli gelirinden fazla olan spor endüstrisi, gelişme hızı oldukça büyük olan bir endüstri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yani bu büyük ekonomide krizin her an kapınızı çalması sürpriz değildir. Kentimizin futboldaki en büyük markası olan Gaziantep FK’da yaşanan süreçte bu büyük ekonominin kulüpte doğru işletilmemesinden kaynaklıdır.
SPOR ENDÜSTRİSİNİN TEMELİ ATILMALIDIR
Gaziantep gibi sanayi ve ticarette başarılı olan bir kentin, bacasız sanayi olarak kabul edilen spor endüstrisinden alacağı (daha doğrusu alamadığı) payı konuşmak yerine Gaziantep FK’da başkan, teknik direktör ve borçlar üzerinden açılan tartışmaları akılcı bulmuyorum. Bu tutum sadece kulübün itibarsızlaşmasına prim verir.
Gaziantep FK’nın 10 hafta sonra gelen sportif başarısına sevinmek yerine, Gaziantep’te spor endüstrisinin temelinin halen neden atılamadığını sorgulamaya başlarsak, işte o vakit her yıl krizlerle uğraşmak zorunda kalmayız. İlk yapılması gereken SPOR AKADEMİSİ Projesini birinci öncelik yapmak olmalıdır. Sportif başarılar unutulur ama kalıcı bir akademi organizasyonu yeni başarılar için kasko görevi görür.
ANKARAGÜCÜ GALİBİYETİ ABARTILMAMALI
Mario Balotelli’nin çok beğendiğim bir sözü var; “Gol attığımda kutlamıyorum çünkü bu benim işim. Bir postacı mektupları teslim ettiğinde kutlama yapıyor mu?”
Gaziantep FK’da forma giyen futbolcular ve teknik heyetin işi de puan kazanmak. Ankaragücü galibiyeti sonrası sanki şampiyonlar liginde finale yükselmişçesine bir rehavete girmekte bana göre yanlış. Bu kulübün sorunu sportif başarı değil, bir maç kazanınca kriz bitmez. Öncelikle futbolun tüm yönlerine hakim ve uzun vadeli projeleri olan bir başkana ihtiyaç var.
PEKİ NE YAPILMALI?
Gaziantep FK’da yaşanan başkanlık krizi sürecinde bazı isimler ortaya çıktı ve ellerinde bir akademi (futbol endüstrisi- kalıcı gelir kaynakları) projesi olmadığı için vazgeçtiler. Futbol kulüplerine başkan olmak önceleri çok cazip idi. Bir anda tüm Türkiye’de tanınan birisi oluyorsunuz. İşinizde de başarılı olursanız Gaziantep’te Celal Doğan, Ankara’da rahmetli İlhan Cavcav gibi efsane oluyorsunuz.
Ancak, yeni spor yasası ile birlikte futbol kulüp başkanlığı koltukları herkesin rahatça oturabileceği koltuk olmaktan uzaklaştı. Günümüz futbol endüstrisi konusunda tecrübe sahibi olmayanlar bırakın başkanlığı yönetimlere dahi girmekten uzak kaçıyor. Gaziantep FK’da da benzer bir süreç yaşıyoruz. Bu nedenle Gaziantep’te futbolcu ve teknik direktörden önce Yeni Dünya Futbol anlayışına uygun yönetici yetiştirmek zorundayız. Bu yönetici hem sanayi hem ekonomi hem futbol endüstrisi ve hem de transfer piyasalarına hakim olmalıdır.
Bana göre Gaziantep’te tüm bu özellikleri taşıyan tek bir isim var; o da Bilal Çeker’dir. Şayet ikna edilip takımın başına getirilirse, Gaziantep FK hem spor akademisi hem de spor endüstrisi alanında rekabet gücünü arttırabilir.
BAKIN;
‘’Bu takımı Avrupa Kupalarına götüreceğim. Ligin 5. Büyüğü olacağız. Türkiye Kupasını kazanacağız’’ diye söze başlayan başkan adayları hiç şüpheniz olmasın seneye borç miktarını ikiye katlar.
Ancak, Bilal Çeker’in futbol yönetimi konusundaki değerlendirmesini ilk dinlediğimde çok şaşırdım. Spor yönetiminde böyle bir futbol aklı varken, maceraya girmek ve zaman kaybetmek anlamsız. Tabi kimsenin elinde sihirli değnek yok. Futbol akademisi uzun soluklu bir projedir. Biraz sabır, gayret ve destek ile Gaziantep FK futbolun yeni dünyasına sağlam bir MERHABA diyebilir.
SON SÖZ
İyi bir yönetici sıradan insanları sıra dışı işler yapar hale getirir. Peter F. Drucker