Uzman Diyetisyen Nur Seda Güler, yaz tatilinde alınan kiloların sonbaharda bağışıklığı azaltabileceğini belirtti. Sonbahar ve kış aylarında gribal enfeksiyonlara ve korona virüse karşı bağışıklığı güçlendirmek protein ağırlıklı beslenmeyi öneren Güler, karbonhidrat ağırlıklı besinlerin yağa ve kiloya yol açacağını ve bu nedenle bağışıklığın zayıflayacağını söyledi. Güler, ayrıca kış aylarında vatandaşların kilolarından dolayı şok diyetlere başvurmamasını, uzmanlardan yardım alması gerektiğini ifade etti. Diyetisyen Güler, “Yaz tatilinden çıktık ve sonbahar geldi. Pandemiden dolayı önceki evrede çok fazla evlerde kalındığı için bu sene tatiller uzun uzadıya yaşandı. Bununla birlikte beslenmelerde de artışlar oldu. Vücut ağırlığında artışlar oldu, şişmanlamalar başladı. Bunun dezavantajı olarak sonbaharda gribal enfeksiyonlarda tabii ki artışlar olacak. Bunun yanı sıra maalesef pandemide de tekrardan mutasyonlar ve artışlar var. Yani aslında bağışıklığımız çok önemli. Zayıflamayı sadece görsel olarak değil, aynı zamanda vücut sağlımızı tam olarak idame ettirebilmek açısından da ideal vücut ağırlığında olmak çok önemli. Çünkü yüksek karbonhidratlı beslenmek ve yüksek vücut ağırlığındaki yağ oranı da hastalığa yakalanma hızını çok arttırıyor. Dolayısıyla beslenme konusunda protein ağırlıklı beslenmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Birebir zayıflamayla alakalı mutlaka uzman yardımı alınması gerektiğini öneriyorum. Bilinçsizce şok diyetler veya hızlıca zayıflamak için yapılacak diyetlere dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü bunlar sağlığımızı tehdit edecek durumlardır. Karaciğeri, böbreği yoracak durumlardır” dedi.
Bağışıklığı güçlendirmek için yapılması gerekenler
Bağışıklığı güçlendirmek için önerilerde bulunan Güler, “Önümüzde pandemi olduğu için buna bağlı olarak bağışıklığımızı çok önemli. Pandemi olmasa bile eylül ve ekim aylarından sonra gribal enfeksiyonlar artışa geçer, kış aylarının gelmesiyle bağışıklığımız düşer. Bağışıklığımızı ayakta tutabilmek için karbonhidrattan fakir proteinden zengin beslenmesi gerekir. Bunun yanı sıra bağışıklığımızı güçlendirmek için C vitamini tüketime de özen gösterilmeli. Yani meyve sebze tüketimi çok önemli. Günlük olarak minimum bir ya da iki meyve ve iki sebze tüketilmeli. Ürün çeşitliliğinin beslenmemizde bulunmasını öneriyorum. Protein ağırlıklı beslenmeyi muhakkak öneriyorum. Bol su tüketimi ve mutlaka spor yapılmasını da öneriyorum. Fiziksel aktivite çok önemli. Sedanter (fiziksel aktivitenin olmadığı yaşam tarzı) hayatın bize kazandırdığı şey zaten obezitedir. Yanlış beslenme evet çok fazla revaçta, paket gıdalar, hazır gıdalar, asansörler, arabalar ve benzeri aktivite azaltıcı durumlar vücut ağırlığımızın çok ciddi artmasını sağlıyor. Bu durum obeziteye yol açıyor ve yüksek yağ oranı nedeniyle bağışıklığımız düşüyor. Depresyondan tutun da enfeksiyonu daha çabuk kapmamıza neden oluyor. Günün sonunda arabaya yanlış yakıtı koyarsak motorumuz arıza veriyor. İnsan fizyolojisi ve patofizyolojisi kişiye özel diyet programı İLE hücrelerin doğru beslenmesini sağlarken aynı zamanda hücrelerin oksidasyonunu azaltarak veya önüne geçerek antioksidandan zengin bir beslenme şekliyle çok daha sağlıklı olabilir. Yapay gıdadan ve karbonhidrattan zengin yanlış beslenmeyle de depresyondan tutun da karaciğer yağlanmasına, diyabete kadar bir çok hastalığa kapı aralanır. Sağlıksız bir vücutta dirençsiz kalacağı İçin virüsler karşısında daha savunmasız kalacaktır ve bu durumda hastalık oluşumunu hızlandıracaktır. Yani vücudun savunma mekanizmasında güçsüzlük kaçınılmaz olacak ve hastalık kapma riski de artacaktır” diye konuştu.