Gaziantep’te Helvacı-Karakıymık Geleneksel El Sanatları Merkezinde mesleki eğitim kursu alan kadınlar, hem meslek öğreniyor hem de yaşama dair sıkıntılarını kurdukları arkadaşlıklarla gideriyor. Sanat merkezinde çini, sedef-kakma, cam-boncuk, tespih, Antep işi nakış ve deri gibi birçok el sanatlarında mesleki eğitim kursu alan kadınlar, sanat merkezinin adeta bir terapi merkezi gibi olduğunu ifade etti. Kurslar sayesinde psikolojik sıkıntısı ve stresli insanların doktora, psikiyatriste gitmelerine gerek kalmayacağını belirten kadınlar, kadınları meslek eğitim kurslarına davet etti.Doktor tavsiyesiyle başladılar
El sanatları merkezine geldikten sonra sıkıntı ve streslerinden kurtulduğunu ifade eden Rukiye Yetkin, kurs sayesinde doktora ve psikiyatriste gitmeye gerek kalmayacağını söyleyerek, “Bizi buraya gelmeye iten şey doktor tavsiyesiydi. Kızımın bazı sorunları vardı. Doktor da el sanatlarıyla uğraşmamızı tavsiye etti. Tesadüf eseri sedef-kakma sanatının kursunu olduğunu öğrendik ve kursa başladık. Kızımı çok iyi geldi. Kızım şuan evli bir çocuğu var. Kızımla beraber bende kursa gelmiştim, kızım bıraktım ama ben devam ettim. Doktora, psikiyatriste gitmeye gerek yok. İlaç kullanmaya gerek yok. Bu tarz kurslara giderek bütün sıkıntı ve streslerinizden kurtulabilirsiniz. Herkesi bu tarz kurslara gelmeye davet ediyorum” dedi.“Terapi gibi kendinize bir şeyler katıyorsunuz”
Kurs sayesinde sıkıntı ve stres attıklarını belirten Muhabbet Bulut, “Kurslarda çok güzel şeyler yapıyoruz. Figürler, boncuklar, takılar, kolyeler, bilezikler yapıyoruz. Kendimize baya takı eşyası yapıyoruz. Evdeydik bu zamana kadar tabi ev hanımlığı da bir yere kadar. Sıkılınca bu tarz aktif bir şeyler aramaya başladım. Sonra geleneksel el sanatları merkezine geldim. Herkese tavsiye ediyorum. Burada ortam çok güzel. Terapi gibi kendinize bir şeyler katıyorsunuz, bir işe yaradığınızı düşünüyorsunuz” ifadelerini kullandı.“Sıkıntılarımızı bir nevi ahşaba döküyoruz”
Evde sıkıldığından dolayı el sanatları kursuna geldiğini ifade eden Fatma Kalkan, “Burada ahşaplara şekil veriyoruz. Deniz kabuklarına şekilde veriyorsunuz. Daha sonra onları ahşaplarla birleştiriyoruz. Çok güzel eserler çıkarmaya çalışıyoruz. Buraya hem kendime bir şeyler katayım diye geldim hem de boş zamanlarım değerlensin diye geldim. Daha doğrusu evde sıkılıyoruz. Kendi kendimize yapacak bir şeyler öğrenmek amacıyla geldim. Burada her şeyi unutuyoruz. Bütün sıkıntılarımız gidiyor. Arkadaşlarımızı görüyoruz ve sıkıntılarımızı bir nevi ahşaba döküyoruz” diye konuştu.