Erdoğan konuşmasında milli paralarla ticaret gibi kur baskısını kaldıracak özgün çalışmalara hız verilmesi gerektiğini belirtirken "Halen ülkelerimiz arasında arzu ettiğimiz koordinasyonu tesis edemedik. Müslümanlar olarak bu sene sadece salgınla değil aynı zamanda batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığıyla mücadele ediyoruz." dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi 36. Bakanlar Toplantısı, çevrimiçi olarak gerçekleştiriliyor. Toplantının açılışına canlı bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların bu sene sadece salgınla değil aynı zamanda batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ettiğini söyledi. “İslam ülkeleri olarak ne kadar çok üretirsek, ekonomimizi ne kadar çok güçlendirirsek sözümüzün ağırlığı da o derece artacaktır” ifadelerini kullanan Erdoğan, "Ham madde veya yarı mamule dayalı bir ihracat yapısı yerine katma değerli üretim ve ticarete dönük adımların sıklaştırılması gerekiyor" dedi
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar;
- Covid-19 salgınıyla beraber hepimiz için geleceğe dair çıkarılması gereken dersler var. Bu salgın bize din, dil, ırk ayrımı gözetmeden tüm insanlığın aynı gemide olduğunu hatırlatmıştır.
- Salgının ekonomik etkilerini azaltmak üretim ve talebin devamlılığını sağlamak için elimizdeki imkanları seferber etmeliyiz. Turizm salgının en çok vurduğu sektörlerin başında geliyor. Dış ticaretimizin de salgın sürecinde ağır bir tahribat yaşamaması için ticareti teşvik edici ve kolaylaştırıcı önlemleri devreye sokmalıyız.
- İstanbul Tahkim Merkezi'nin kurumsal yapısını tamamlayabilmesi için gerekli kurulların teşekkülünü de hızlandırmalıyız. Teşkilat olarak üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konu helal gıda
- Halen ülkelerimiz arasında arzu ettiğimiz koordinasyonu tesis edemedik. Müslümanlar olarak bu sene sadece salgınla değil aynı zamanda batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığıyla mücadele ediyoruz.
- Düşünce ve basın özgürlüğü kılıfı altında mukaddes değerlerimiz çiğnenirken Peygamberimize yönelik alçakça saldırılar yapılıyor. Bir çok batılı devlette Müslümanlara yönelik hukuksuzluklar sıradan hale geldi.
- 2 Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'daki Musevilere karşı yürütülen linç ve nefret kampanyasının aynısına bugün Müslümanlar muhatap olmakta. 1940'ların Yahudileri gibi bugün Müslümanlar ötekileştirilmekte, medya eliyle bir günah keçisi haline getirilmektedir.
- Hiçbirimizin bu vahim durum karşısında sessiz kalma lüksü yoktur. Irkçı medyanın tiraj kaygısını geleceğimizi zehirlemesine izin veremeyiz. Hiç şüphesiz bunun yolu güç birliği yapmamızdan geçiyor. Hammadde ve yarı mamule dayalı bir ihracat yapısı yerine ve katma değerli üretim ve ticarete dönük adımlarımızı sıklaştırmalıyız.
- Gençlerimizi geleceğin dünyasına; geleceğin teknik, ekonomik ve sosyal şartlarına en iyi şekilde hazırlamalıyız. Geleceğin dünyasında faize ve tahakküme dayalı mevcut ekonomik sistem yerini risk payının esas olduğu katılımcılığa bırakacaktır. Uzun vadeli büyük altyapı yatırımlarının finansmanı için sukuk gibi ürünlerin kullanımın yaygınlaştırılması bu noktada önemli. Milli paralarla ticaret gibi ekonomimiz ve ticaretimiz üzerindeki kur baskısını ortadan kaldıracak özgün çalışmalara hız vermeliyiz.
- Şu ana kadar 44'ü İslam dünyasından olmak üzere 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşa yardımlarımızı ulaştırdık. Kudüs'e sahip çıkmak için İSEDAK kapsamında yeni bir proje başlattık. Hem burayı ekonomik olarak güçlendirmek hem de sosyoekonomik şartlarını bir nebze olsun iyileştirmeyi hedefliyoruz. Aramızda birlik beraberlik ve etkin bir işbirliği, Filistin davasında da diğer alanlarda da başarımızın anahtarı olacaktır.